marbury-madison davası ne demek?

Marbury-Madison Davası, 1803 yılında ABD Yüksek Mahkemesi tarafından aldığı bir karar ile önem kazanmıştır. Bu dava, ABD tarihindeki en önemli anayasal krizlerden biridir.

Dava, ABD Başkanı John Adams tarafından yargı makamının üyeliği için atandıktan sonra görevine başlamadan önce Thomas Jefferson'un Başkan seçilmesiyle sonuçlanan 1800 seçimlerinin sonunda on dokuz yargıçtan biri olan William Marbury tarafından açıldı. Marbury, kendisi ve diğer bazı Federalist iş dünyasının üyeleri, yargı makamlarına atama yapılırken Başkan John Adams tarafından imzalanan belgelerin, yeni Başkan Thomas Jefferson'un yargıda reform yapmaya çalıştığı tarihsel zemine göre teslim edilmediğini iddia etti.

Marbury, aslında uygulanacak bir yasada atama yapılması gerektiğini söyleyerek, Yüksek Mahkeme'ye Başkan Jefferson ve Çalışma Bakanı James Madison'a bir mandamus emri vermesi için başvurdu. Ancak, Başkan John Marshall liderliğindeki Yüksek Mahkeme, Marbury'nin isteğini reddetti ve Marshall, Anayasa'nın Yargı Organına ilişkin bölümünde belirtilen yargı yetkisinin paylaşılması konusundaki felsefesine atıfta bulunarak, yargı organının Kongre'nin yasama ve yargı faaliyetlerine karşı bağımsız bir kontrol gücüne sahip olması gerektiğini belirtti.

Böylece, Marbury v. Madison kararıyla, Yüksek Mahkeme'nin anayasal fesih yetkisinin temeli oluşturuldu. Bu karar, yargı gücünün belirleyici bir güç haline gelmesi, yasama ve yürütme organları üzerinde etkili bir denetim gücüne sahip olması sonucunu doğurdu ve ABd tarihindeki en etkili yargı kararlarından biri olarak kabul edilmektedir.